18 Haziran 2013 Salı

Çözüm/süzlük Yolları

Çözüm/süzlük Yolları

Hepimizin yaptığı gibi gerçek bakmamız gereken yere bakmayarak zaman zaman kendi aklımca kökten çözümler üretebiliyorum. Çoğu zaman cümlelerim “İnsan; insanı dinlemelidir” diye başlıyor. Dinlemediğiniz insanı anlayamazsınız.

Bu dinleme tek taraflı oldukça diğerinin kendini ifade edebilmek için farklı eylemlere başvurabileceği gerçeğini unutuyoruz. Bu olayların başlangıcında mâsum ve haklı isteklerin olduğu konusunda bende sizler gibi düşünüyorum. İlk başlangıç itibariyle de dikkate alınmaları gerekirdir. Bu demokrasinin bir gereğidir. Sizi seçerek temsil hakkı verenler göreviniz süresince de size uyarılarda bulunma hakkına sahiptirler. Gelişen olaylarda birlikte bazı şeyler kaçınılmaz olunca da yasal yolla verdikleri bu temsil hakkını yine yasalar çerçevesinde daraltabilir ve iptal edebilirler. Bunun adına bizler seçim diyoruz.

Bu yazıyı okumakta olanlar en az benim kadar bilirler ki rüzgarlı bir havada ateş yakıp ısınmaya çalışanlar önce bulundukları ortamı sonra da bütün bir yerleşim alanını yakabilirler. Bu ateşin başkalarına zarar verebileceğini düşünebilmek için dâhi olmaya gerek yoktur. Hatta birileri böyle bir yangına için körüklerini hazırlamış beklemekteler diye de düşünmek için dahi olmanız gerekmez.

Tüm kullanılanların cümleleri “Kullanılan biz değiliz!.. “ diye başlar. Bunu da onlara söyleten şey kendi ihtiras ve hırslarından başka bir şey değildir. Çoğu zaman istediğimiz elde edelim derken birilerini çiğner, ezeriz de bunun farkında bile olmayız.

İleri demokrasilerde herkesin, her kesimin söz hakkı vardır. Bu hakkı ifade etme özgürlüğü de vardır. Ancak bunlar yaparken bir başkasına zarar verme hakkı hiçbir zaman olmaz. Sizin çığlık atma özgürlüğünüz sesinizin benim kulaklarıma yetiştiği an biter. Yine bizim hak arama hakkımız başkalarının haklarını gasp etmeye başladığımız an biter. Bu gasp durdurulmadığı zaman kavgalar ve kitlesel çatışmalar başlamış olur.
Siyasi partiler iktidar oldukları an, kendilerini seçenlerin değil herkesin idarecisi olurlar. Tüm vatana hizmet ederler ve herkesin hakkını eşit oranda savunurlar. Muhalefet olmak ise yapılan iyi şeyi alkışlar daha iyisinin yapılması için mücadele eder. Yapılmayan ve eksik bırakılan içinse kendi iktidarını  ele alabilmek için projelendirir ve hayata geçirme hakkı almak için propagandalar yapar.

Bakın bakalım kim hakkıyla iktidar kim hakkıyla muhalefet!...

Saygılarımla


Bekir Kale Ahıskalı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder