Okumayı bilmek
Bekir Kale Ahıskalı
19 Nisan 2013 tarihli yazısı
Okumak diplomayla alakalı değildir. İlk bakışta sıradan bir uğraş gibi durur. Ama anlatılmak isteneni ve anlatılmak istenenden öte bir şeyleri anlayabilmek için okumada yol katetmek gerekir.
Okumanın tatları vardır. Hazları vardır. Metinler karşısında alınan hazlar bile kademe kademedir. Metin okumasını bilmek okur yazar olmakla da alakalı değildir. Metinleri irdelemek, deruni manasını anlamak, anladıklarımıza yorum ve düşünce katmak gerekir. Bir metni okumanın birkaç çeşidini sayabilirim. Bir okuduğunuzda anladığınız ve karşınızda sizi dinleyenlerin anladığıyla, diğer türlü okuduğunuzda anladığınız ve dinleyenlerin anladıkları başka başka olur. Bir metni birden fazla okuma tekniğini kullanarak okumuyorsanız sizler kitap okumayı bilmiyorsunuz demektir.
Bu okuma tekniklerine göre anlam kazanır metinler. Okumak has bir emek ister. Bu okuma eylemine elinizdeki kitapla birlikte editör, matbaacı, ciltçi, dağıtımcının da emeğini katarsanız o kitap ancak okumaya hazır hale getirilmiş olur.
Kendime "okuma öğretilebilir mi? sorusunu sorduğumda "evet" cevabını veriyorum. Bu okullarda başlatılan okuma saatinin bir zorlamanın neticesi olmadığı sürece öğretilebilir ve yararlıdır. Eğer bu içten gelmeden yapılan bir eylemse okuyana daha çok zarar verecektir.
Okuma saatlerine sadece öğrenciler değil, öğretmenler de katılmalı ve okunan kitap hakkındaki görüşler tartışılmalıdır.
Hatırınıza, korkunuza okunan kitaplardaki bilgiler ya havaya uçarlar ya da tersiyle hayata geçirilirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder