15 Haziran 2013 Cumartesi

Dil üzerine

Dil üzerine
Bekir Kale Ahıskalı
09 Mart 2013 tarihli yazısı
Dil bir milletin kimliğidir. Var veya yok olmadır. Dil bir milletin en elzem organı gibidir. Bedende beyin, kalp, us, iz’an ne ise dilde milletin varlığında o manayı ifade eder.

Dilin korunamadığı yerde hiçbir değer korunamaz. Muhafaza dil ile başlar, terakki dilin sayesinde olur. Bizi biz yapan özlemlerimiz, sevgilerimiz dilimiz sayesinde bir kimlik kazanırlar. Kendi dilini konuşmayan milletler yavaş yavaş yok olmaya mahkum olurlar. Ahlaki çöküntü dilin eksik veya hiç kullanılmamasıyla başlar. Ahlaki terimlerin yerini başka dillerin kelimeleri almaya başlar. Dilinizde başlayan bozulma nazarlarımızın dokunduğu yazılara yansımaya başlar.

Ülkeler dilleriyle idare edilirler. Dilleriyle düzeltilirler. Dilleriyle birliklerini sağlarlar. Toplumlar ise dilleriyle millet haline gelirler. Dil düşünce kaynağından değil, düşünce dil kaynağından beslenir. Dilin gösterge sistematiği kelimenin sözcük anlamından öte, algılama, yansıma derinliği kadardır. Zihinden geçenler dilin aynasından yansırlar. Temiz olmayan buğulu aynalar her şeyi açık ve aleni gösteremezler. İyi yansıtmayan aynalar iletişim aracı olamazlar.

Dil tarih, coğrafya, müzik, sanat, din, değer ölçüleri, dünya görüşü ile doğrudan alakalıdır. Kültürler kuşaktan kuşağa dil sayesinde ulaşırlar. Diller birbirlerine bağlı havuzlara benzerler. Kültür seviyeniz ne kadar yüksek olursa diğer havuzlar sizin dil havuzunuzdan o kadar beslenirler. İşte o zaman sizin hakimiyetinizden söz edebilirsiniz.

Diyebilirim ki Osmanlı’nın yıkılmasında dil birinci temel sebeptir. Osmanlı dilini her gittiği yere götürmek zorunda olmasına rağmen bunu hesap edememiştir. Bir yerdeki hakimiyet kılıç ile değil dil ile sağlanır. Diline sızmayı başardığınız bir coğrafyadan sizin atılmanız mümkün değildir.
Diller değişen ve gelişen dünyayla birlikte geliştirilmelidir. Diline geliştirmeyen milletler önce dillerini sonra da milliyetlerini kaybederler. Geçmiş ve güncel yazılarınızı okuyup anlayan bir nesliniz varsa dil sağlığınız yerinde demektir.

Dillerin de bünyelerini zayıf düşüren marazlar vardır. Bu marazlar ilgisizlik, ideolojik saplantılar, argo kavramlar, bilgisizlik, etkileşim, aşağılık kompleksi, özenti, cahil yöneticiler, kolaya kaçma şeklinde sıralanabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder