Bu Ülkede Neler Oluyor?
Son zamanlarda yaşadıklarımızı
dair hafıza tazeleyelim mi?
İktidarda ki partinin “dershaneler kapatılacak” açıklamasının
üzerinden yaklaşık bir yıl geçti.
Ülkenin normalleşmesi adına terör
örgütü ve onun parlamentodaki kanadı ola siyasi partinin şiddet ve şiddet
yanlısı açıklamalardan vazgeçmesi istendi. Çok hızlı adımlar atıldı ve bizlerin
akıllarımızın almayacağı şekilde düzenlemeler yapıldı.
İmralı ile görüşmeler başlatıldı.
Terör artık bitsin diyen herkes atılan adımlardan mutluyken birileri kansız
geçirilen bu günlerden haz etmemeye başladılar. Kimilerine göre tavizler
verildi. Kimilerine göre de elebaşıyla görüşülmemeliydi. Vatan evlatları
ölmemeye başlamıştı ki örgüt zaman zaman çıkışlar yaparak yeniden silahlı
eylemlere başlayabilecekleri açıklamasını yaptı. Ortamı ısıtmaya çalıştı ve
bazı çeteleriyle Hakkari, Yüksekova, Cizre gibi yerlerde yol kesti, kimlik
kontrolleri yaptı.
Bazılarımız her seferinde
iktidarı ikaz ederken bir kez bile örgütün siyasi kanadı olan partiyi ciddiyete
davet bile edemedik. Çete görünümünden çıkamayan bir örgüt temsilciliği
yürüttüler.
Gezi olayları patlak verdi.
Olaylar tepki olarak başladı. Hak arayanların platformu haline geldiklerini
düşündüler ama hak yiyenlerin saflarından çıkamadılar. Eylemler “sivil
itaatsizliğe” dönüştürülmeye çalışıldı. İçlerinde benim de bazı arkadaşlarımın
olduğu bazı gruplar oturdukları yerden kalkmadıkları halde aktif eylemci
izlenimi vermeye çalıştılar ve boylarını aşan yalan, dolan ve dalaverelerle
eylemin tepki olmaktan çıkıp çeteleşmeye dönüşmesine sebep oldular.
Dünya kupasına katılma hayalimiz
suya düştü. O kadar sıradanlaştık ki bunun için üzülmedik bile.
Başarısızlıklara alıştırıldık. Milli duygularımız köreltildi.
Türban olayı çözüldü. Ülkemizde
mutlu simalar görmeye başladık. Aslında onların açık yada kapalı olmasının bize
zararı yoktu ama yine de onları mutlu ve inandıkları gibi giyiniyor görmeye
dayanamıyorduk.
Mustafa Sarıgül CHP’ye geri
döndü. Gönderiliş sebebi ile geliş sebebi aynı şey.
Kemal Kılıçdaroğlu ABD’ye gitti.
Dönüşünün üzerinden çok geçmeden Mustafa Balbay tahliye edildi. (Bu ABD’de ne
varsa sıkıntılarımın çözümü için benim de gidesim var) Balbay’dan başka
vekiller tahliye edilmedi çünkü onlar
sadece AKP’ye değil cemaate de karşılar.
Bütün bu gelişmelerden haberdar
olan ve iyi çalışarak gelişmeleri önceden haber veren MİT, dolayısıyla Hakan
Fidan engel olarak görülmeye başlandı. Hedefe konuldu.
Hakan Şükür istifa etti. Eğer
çözüm olmayacaksa bunların devamı gelecek. Listeler belli. Bütün istifalar bir
telefon mesafesindeler artık.
Dershaneler olayı çıkmaza girdi
ve cemaat sivil itaatsizliğe mi hazırlanıyor dediğimiz bir anda birileri
devreye girdi ve işleyen sitemin çarklarından biri olan yargı dişlisi sistemden
ayrılarak kendi sisteminde dönmeye başladı. Operasyonlara başlandı ve dinlemeye
takılan herkes ve herkesim gözaltına alınmaya başlandı. Ankara’da ki
gözaltılarından Ankara emniyetinin haberi olmadığı ortaya çıktı.
İstanbul’dakilerden ise İstanbul Emniyet Müdürü’nün haberi yoktu.
Olayın içinde bakan çocukları ve
ünlü işadamları çıktı. CHP ve Cemaat koyun koyuna izlenimi vermeye başladı.
Görevden alınmalar, yeni atamalar vs. Kemal Kılıçdaroğlu bugünde ABD
Büyükelçisiyle yemek yedi.
Bu işte bir terslik var. CHP daha
çok Rusya ve Çin’e giderdi. AKP ise ABD’ye. Ne değişti de CHP, ABD ye; AKP ise Rusya ve Çin’e gidiyor.
İktidar kabine değişikliği
sinyalleri vermişti. Eğer bu değişiklikler zamanında yapılsaydı yolsuzluk
operasyonu kozu ellerinde kalacaktı.
Soruşturma gizliymiş… Öyle diyorlar.
Evet bu soruşturma AKP’ye gizliydi başkasına değil.
Bekir Kale Ahıskalı
20 Aralık 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder