16 Ocak 2014 Perşembe

Sokrates ertelemesini bilirdi.

Sokrates ertelemesini bilirdi.



Kendimizi heyecanlara kaptırmaktan kaçınmamız lazımdır. Heyecan dediğimizde özellikle bizim insanımız daha çok mutluluk veren veya verecek olan hisler olarak düşünmektedir. Korku da, öfke de bir heyecan türüdür.

Heyecan tahlil etmeyi engeller. Oysa tahlil etmek, düşüncenin bütün gücüdür. Tahlil etmek, bir an reddetmek demektir. Nesneleri insanların istediği gibi kabul etmek değil; oldukları gibi kabul etmek demektir.

İnsanların hepsi gerçeği severler. Öfke, kin ve intikam taşıyanlar gerçeği göremezler. Gözlerindeki perde buna engeldir. Birinin dümenini tutanlar veya birilerince dümeni çevrilenler de gerçeği göremezler. Tek bakışta her şeyi görmek, elde etmek isterler. Mantıklarından uzaklaşırlar.

Sabırsızlık rahatsız edici bir şeydir. Bir işi o an bitirmek istemek, o an öyle olduğunu düşündüğümüzden öyle olmasını istemek zekaya aykırıdır. Zeka ise çoğu zaman imana aykırıdır. Gücü ele geçirmek için durumu destekleyen ilahi metinler söylemek dini bir saygısızlıktan başka bir şey değildir.

Hiçbir problemde yumruk kuvveti karar veremez. Kuvvetin hak olmaması bununla alakalıdır. Oysa insan kendisiyle çeliştiği zaman bile bir kuvvete başvurur. Bu kaçış olarak olsa bile. Oysa kuvvete başvurmak her türlü düşünce umudunu kırar ve ortadan kaldırır.

Bizler zor süreçlerde ertelemesini bilemiyoruz. Kırıyor, döküyor ve parçalıyoruz.

Sonra da el açarak;

-                          “Ey Ulu Allah’ım Ümmeti Muhammed’i parçalanmışlıktan, dağılmışlıktan ve fitneden Sen koru!...

diye yalvarırız. Bölen biz, parçalayan biz, sebep olan yine bizken neden böyle bir yola başvururuz anlamış değilim.

            Son gelişmeler ve varılan nokta bana şunları öğretti;

Bize okuduğumuz ve okumamız tavsiye edilen kitaplara öğretilen

-                          “Siyasetin ve  şeytanın şerrinden sana sığınırım” diye öğretenler boğazlarına kadar siyasi iktidarı ele geçirmek derdindeler.

-                          Ellerimiz açtırıp “ Kadınların şerrinden, kadınların belasından, kadınların fitnesinden sana sığınırım” diye dua ettirenler o kitleyi bir tehdit ve şantaj unsuru olarak kullanıyorlar.

-                          Bize “başkalarını okumak aklınızı karıştırır” derlerdi. Başkalarını okumak doğrunun kayıtsız şartsız tek kapıda olduğuna inanan bizlerin aklına başka doğrularda olabileceği doğrusunu sokarak aklımızı karıştırıyor.

-                          Kimse; “son nefesini vermeden ben kurtuldum” demesin. Kin, öfke ve nefret sizi alaşağı edebilir ve sapıtabilirsiniz.

Oldukça gereksiz birisi hayatımın son zamanlarında bana şunu söylemişti;  “Bu işi bitirelim. Başkaları bitirilmesini istiyorlar. Bitirmeden tatile gidemiyorum.” Oysa mevzu ne onunla alakalıydı ne de yaratıcı o konuda ona hesap sormazdı ama o içindeki şeytan dümeni ne yöne çevirmişse o yöne gidiyordu. Kendisi de bunun farkındaydı ama sanıyordu ki “Allah bu dini ona indirmiş ve o nasıl derse öyle olur.

Şimdi bütün bu yaşadıklarımızdan hareketle şunu diyebiliyorum; “Allah’ım bizi senin yolunda seninle aldatanları sana havale ediyor ve görülecek hesabımı erteliyorum.”


Bekir Kale Ahıskalı

25 Aralık 2013 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder