16 Ocak 2014 Perşembe

Kaybolan Dinleme Cihazları

Kaybolan Dinleme Cihazları

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün envanterinde kayıtlı bulunan ama şu an Emniyet Genel Müdürlüğü’nü elinde olmayan onlarca dinleme cihazı kayıp durumda. Hiç kimse bu cihazların Emniyet Genel Müdürlüğünden kimin veya kimlerin elleri aracılığıyla çıkarıldığını bilmiyor. Bu cihazların terör örgütlerinin eline geçtiğinden şüphe ediliyor.

Resmi kurumların ne denli ciddi ve kayıtlı çalıştıklarını hepimiz biliriz. Size verecekleri bir iğneye mukabil imza attırırlar. Sorumlulukları üstlenmezler. Bütün bu ciddiyete ve kayıtlara rağmen kim veya kimler bu cihazları kurumun içerisinden dışarıya çıkardılar.

Bu cihazlarla kimleri dinlemek için sahte kimlik bilgileriyle izin aldılar ve kimleri dinlemektedirler. Yetkili kişi ve kurumlar bu konuda bir açıklama yapamadıkları gibi kaybolan ileri teknoloji ürünü bu cihazların yerine devletin kasasından ödeme yaptırarak yenilerini aldırdılar.


            Kendimize “bakanlar istifa etmeli mi etmemeli mi?” diye sorarken siyasetin ne kadar sıradanlaştığına şahit olmaya başladık. Mahalle kahvehanesinin avare müdavimlerinin ağzı gibi ağızlar ortaya çıkmaya başladı. Devlete ve devlet erkanına karşı amiyane ifadeler kullanılır oldu. Muhalefet liderleri başta olmak üzere dilimizi iyice kirletmeye başladılar.


            Basın da çığırından çıkmış durumda. “Basın ilkelerine uymaya söz vermek” diye bir yalan inanışımız var. Bu ilkeler okuduğunuzda aklınıza yatan ama uygulamada yattığı yerden asla kalkmayan ilkeler durumunda. Reklamını aldığı ticari kuruluşun aleyhinde haber yapamayan basın kuruluşları var. Nerede kaldı sizin ilkeleriniz.


            Sosyal Medya aracılığıyla içindekileri kusanlar var. Ekranlarına düşen her yazıyı birilerini mağdur edeceklerini düşünmeden paylaşanlar, kitlelere ulaştıranlar var. Sırf kendileri gibi düşünmüyorlar diye karşı düşünceye vicdanları körelmişler var. Para ile parayı yazanlar var. Para ile alınıp satılan insanlar görmekten tiksiniz oldum. Dedikodu artık her zamankinden daha fazla rağbet görüyor.


            Demokrasi diyenler bile seçilmişlere tahammül edemez oldular. Kendilerinin seçilmediği her seçim şaibeliymiş gibi bakan siyasiler ve taraftarları var. Verdiği oyun kıymetini bilmeyen ve ona sahip çıkmayan vatandaşlarımız var. Aldığı temsil hakkının hakkını veremeyen seçilmişler var. Tarih her iki tarafa  bedel ödetecektir.



            Delillerin de bir dili vardır. Bir kan damlası sizin yaralanma mı yoksa öldürmeye kasıt mı olduğu hükmünü çıkarmanıza yetebilir. Bütün gizemler sonunda çözülür.  Görünenden öte dürtülerinde izleri vardır. Gördüğünüzle hükmetmeye kalkar ve bunun muhakkak doğru olduğunda ısrar ederseniz Musa ile Hızır’ın seyahatleri esnasında vuku bulan olaylardan sonra Hızır’ı asmanız gerekmez mi?

Bekir Kale Ahıskalı
24 Aralık 2013




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder