16 Ocak 2014 Perşembe

HÜR İRADE

Toplumsal Çatışmalar ve Hür İrade

Hür irade denilince çoğu insanımızın aklına daha çok özgür düşünce gelir.  Özgür düşünce ile hür irade iki farklı kavramlardır. Hür irade daha çok kendi irademizi kullanırken soyut veya somut her türlü eylem, baskı, fikir ve çıkardan etkilenmeden karar verebilmektir.

Cemaat bu toplumu oluşturan bireylerden bazılarının fikren, eylemsel ve biraz da menfaat (ki bu menfaat dünyevi de olabilir uhrevi bir inanıştan da kaynaklanabilir) olarak aynı paydayı teşkil edenlerden müteşekkil bir yapıdır.

Bu yapı çok güzel işler yapmakla birlikte zaman zaman sadece kendi bakış açısı dahilinde ve kendi istek ve emelleri doğrultusunda olmak kaydıyla güzel olan her şeye destek vermektedir. Ne var ki her şeyde yüzde yüz uyum ve ortak payda söz konusu olmamaktadır. Bu uyumsuzluk çıkar çatışmasına dönüşmekte ve varlığın devamı için bir diğerini yok etmek şekline bürünebilmektedir.

Bu bütün siyasal ve insani beraberliklerde söz konusudur. “Benim yaptığım haktır demeye hakkın var ama yalnız benim yaptığım demeye hakkın yoktur” felsefesini kabul etse de bir başka düşünce ve fikrin doğruluğunu ve onayını verebilmeleri için ancak ve ancak temel paydalarıyla çakışmamanız gerekmektedir.

Yapılanma itibariyle ötelere müteveccih bir yönü olan bu oluşum zamanla kendi içerisinde bile çatışmaya başlamış ama bu çatışmanın seslerini ve izlerini saklayabilmiştir.

Bu yapı zaman içerisinde idari, örfi ve mülki olmak üzere her yapıyı etkisi altına alabilmekte ve bu haliyle kendisi için emniyet başkaları içinse tehlike arz etmektedir.

Aslında seçilenlerin kim ve ne oldukları çok önemli değildir yeter ki kendi hizmet anlayışlarına ve etkinliklerine dokunmasınlar. Temelinde ukba derdi olan bu yapı ne yazık ki kendi emel ve uğraşları için yine bir başka topluluk ve akımı zararlı görebilmekte şer odağı olarak niteleyebilmektedir. Bizim gibi İslam ülkelerinde bu hep olagelen bir durumdur.

Bizim elimizden çıkmayan düşünce, fikir ve eylem kesinlikle ya eksiktir ya da yanlıştır düşüncesine sahiptirler. Onları alkışladığınız sürece size ölüm yoktur. Ama bir gün elleriniz yorulacak, cepleriniz boşalacak ve istenilen saatte istenilen yerde olamayacaksanız sizi yalnızlaştırmaya ve ötekileştirmeye başlayacaklar ya da sizin öyle hissetmenizi sağlayacaklardır. Çünkü sizin ve iktidarların varlığınız kendi varlıkları için var diye düşünmektedirler.

Güncel bir mevzu ve çatışma olarak dershanelere gelecek olursak; bu yapılar cemaatin kendisine taraftar ve kitle kazandığı dört ana kanaldan birisidir.

Bunlardan ilki öğrenci evleri bir diğer adıyla ışık evler. Buralardan mahallenin, apartmanın çocuklarına ulaşılır daha önce pek etkin olmayan sadece yaz tatillerinde faal olan Kur’an Kurslarının açık bıraktığı alan değerlendirilir ve öğrencilere ulaşılırdı. İktidar Kur’an Kurslarına yüzlerce atama yapıp o alandaki faaliyetlerini daraltmış oldu. Topluma pek yansımasa da bu iktidar cemaat çatışmasının ilk ayak seslerinden birisiydi.

İkincisi esnaf halkaları sayesinde kitlelere ulaşmak. Bu yine bir esnaf sayesinde bir diğer esnafa ulaşmak şeklinde olmaktadır. Ekonominin iyiye gitmesi farklı açılımlar ve dış ticaretin kolaylaştırılması da bu kitlenin hareket sahasını daralttı. Bu da bir başka çatışma…


Üçüncüsü medya boyutu… Devlet kanalları birçok dilde yayın yapmaya başladı. Farklı kitlelere hizmetler götürmeye başladı. Devletin elinde ola görsel ve yazılı basın hafifsenemeyecek şekilde ayağa kalktı ve ilerlemekte. Bu adımlarda çok okunan çok satılan ve çok seyredilen olmanın gücünü zayıflatmaya başladı. Bu da bir başka çatışma…

Dördüncüsü ise dershaneler mevzuu…  Kitlelere ulaşmanın ve onları toplu sevk ve idare etmenin en önemli adımlarından birisi bu yöntemle olur. Taraftarlarınızı, size gönül verecekleri eğitmeniz sizin çizginizde olmalarını sağlamanız ve bu sayede çarkı çevirmeniz en kolay yöntemdir. İşi bedava yapmazsınız hatta çalışanlarınızın ekonomik durumu bir çok kurum ve kuruluşta çalışanların ekonomik durumundan daha iyi olacaktır. Bu halkaya dokunuzsanız eğer beklemediğiniz bir refleksle karşılaşırsınız. Bu da bir başka çatışma…


İnanan ve inanmak isteyene sunacağınız manevi bir paket her kesenin ağzını açacaktır. Daha çok doğu toplumlarında ve mistik toplumlarda olan bu harekat tarzı bizi bu noktaya getirmiştir. Bu durumda sivil itaatsizlik çağrısı yapılabileceğini ve sivil itaatsizlik içerisinde olanlarla koyun koyuna yol alınacağını düşünüyorum. Bakın bakalım ne kasetler ve ses kayıtları çıkmaya başlayacak…

Saygılarımla

Bekir Kale Ahıskalı






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder