Operasyonun Şifreleri
Satranç oyununu bilenler çok iyi
bilirler ki sizin hamlelerinizin neler olacağı rakibinizin hamleleri belirler.
Bu sürekli savunmada kalan bir satranç oyuncusunun oyun taktiğidir. Buna
mecburdur.
Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi
ile başlayan yakınlaşmalar dışarıdakilerden daha çok içerideki bazı kitleleri
rahatsız etmeye başladı
İran’ın Cumhurbaşkanı
seçimlerinden sonra o kırılgan olmayan politikasından vazgeçip daha esnek bir
politika izlemesi başta küresel sermayeyi rahatsız etti..
Bölgede lider ülke olma arzumuza
paralel atılan adımlar özellikle güç kaybetmek istemeyenlerin uykularını
kaçırdı. Bu uykusuzluk bizim içimizde olan bazı musluk sahiplerine de yansıdı.
Halk Bankası özel sermaye
bankalarının dışında devletin işlettiği ve özellikle İran’ın diğer ülkelerle
olan ilişkilerinde akarın yönünü, şiddet ve şeklini belirleyen bir kurum. Bu
kurum aynı zamanda devlet sırlarını
taşıyan bir kurum. Bu sırları açık etmenin en iyi yöntemi tezgahlanan bir
operasyon olacaktı.
Ülkemizde bulunan ABD Büyükelçisi Francis
Ricciardone’nin “devam eden yolsuzluk operasyonuyla ABD’nin bir ilgisi yoktur.”
Açıklaması bunun böyle olmadığı anlamına gelmiyor. Çünkü ABD yürüttüğü hiçbir
operasyonu kabullenmiş değildir. Hatta insanları kendi ülkelerinde gözaltına
alıp uçaklarda sorgulaması belgelerle
ortaya çıktığı halde bunlar hakkında doyurucu ve ikna edici açıklamalar
yapmamıştır.
ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone’nin çok yakın
zamanda “Biz Halk Bankası konusunda uyarmıştık, artık imparatorluğun çöküşünü
izleyeceğiz” gibi bir laf sarf ettiği bunun da ne anlama geldiğini bilecek
kadar akıl ve izan sahibiyiz.
Wikileaks belgeleri ve eski NSA
Ajanı Edward Snowden’in sızdırdığı bilgiler doğrultusunda bizde oluşan kanaat
şudur ki; ABD her kendi çıkarları için her türlü plan. Sabote ve organizeyi
yapmaktadır. Bu ABD’nin kendi vatandaşları için olmasa da diğer dünya
vatandaşları için korku imparatorluğu olduğudur. Sıradan bir ABD vatandaşı bile
kendi topraklarında bir yabancıyı öldürmez. Bu onların vatanperverlik
anlayışıdır.
Çok gizli yürütülen bir
operasyona ait detayların ve ne şekilde yapılacağının basına önceden servis
edilmesi, amirlerinden habersiz toplantılar teşkil edilmesi ve bu toplantıların
bir otelde yapılması da aklımıza gelen soru işaretlerini çoğaltmaktadır.
Daha önceki yazılarımdan birinde
haram yiyenlerin ya yerken, ya hazmederken ya da çıkarırken çatlayacaklarını
yazmıştım. Eğer bu iktidarda bu varsa ki bunu dava sonucunda göreceğiz
çatlaması umurumda olmaz. Ama yoksa ve bu durum alakasız üç operasyonun bir
operasyonmuş gibi servis edilmesi şeklinde bir kanaat oluşturma operasyonu ise
ki ben buna inanıyorum içimizde ki eller çok daha kirliler.
Yıllardır yazdığım,
konuşmalarımda dile getirdiğim ve fikrim sorulduğunda kanaatimi söylemekten
geri durmadığım “sistemlerin dini ve
ahlaki yapılanmaları kendi çıkarları söz konusu olduğunda her adımı, her
hamleyi mübah gördükleri ve makul karşıladıkları” fikrim değişmiş değildir.
En derin alimlerin bile değişebilen
fetvalarına şahit olmaya başlama başladık. Dünümüzü konuşmaktan bugünümüzü
göremez olduk. Bizler artık vatanperverlikten uzaklaşmaya başladık. Ülkemizin
çıkarları mevzubahis olduğunda kılımız kıpırdamıyor.
ABD’nin Afganistan ve o zamanki
adıyla SSCP (Rusya) savaşıyla başlayan dünyayı elli yılda şekillendirme planı o
coğrafyadan sonra İran-İrak Savaşı, İrak’ın Kuveyt’saldırının ardından Körfez
Savaşı’nın akabinde idam edilen Saddam Hüseyin’den sonra Arap Baharı adı
altında Tunus, Libya, Mısır, Suriye ve Türkiye’nin yeniden yapılandırma
çalışmaları ve tezgahları bitmiş durumda değildir. Bu sırada daha kuzeyde adına
“Turuncu Devrim” adı verilen birçok
ülkeyi sarsan işlerde yaptılar. Ukrayna işi de tamam olursa “Yeni Dünya Düzeni” sağlanmış
olacaktır.
Bizler ne yaparsak yapalım bu
müdahale bir şekilde devam edecektir. ABD’nin
en önemli stratejisi şudur; “düşmanı kendi topraklarında karşıla”
şeklinde özetlenen uygulamaları var. Bizimle bizim topraklarımızda hatta gerekirse
bizim evlatlarımızla savaşırlar. İngiltere’nin ve İngiliz stratejisinin dünyaya
uzanan kirli elidir ABD…da,
Yapılandırılmaya çalışan dünyada
iktidarla, cemaatler ve şahıslar kullanılabilmekte ve tehlike görüldüğünde
onlara da savaş açılabilmektedir.
Az okuyan, çok konuşan, boş
konuşan yerli yersiz konuşan bu toplum elbette dinlenir ve dinlendiği oranda
kolayca şekillendirilebilir.
Aslında en temel sıkıntılardan
birisi de şudur; “biz sürekli geçmişi
konuşuruz ve şekillendirme derdiyle uğraşırız onlar geleceği…”
Evet önce Çanakkale geçilememişti.
Yoksa siz de; Çanakkale’nin hâlâ
geçilmez olduğuna inananlardan mısınız?
Bekir Kale Ahıskalı
22 Aralık 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder